4 Kasım 2016 Cuma

Alkol ve Madde Bağımlılığı


Madde ile ilişkili bozukluklar iki kümeye ayrılır: Madde kullanım bo­zukluktan ve maddenin yol açtığı bozukluklar. Şu durumlar maddenin yol açtığı durumlar olarak sıralanabilir: Esriklik (sarhoşluk, madde etkisi altında olma, “kafa yapma”), yoksunluk ve maddenin/ilacın yol açtığı ruh­sal bozukluklar (psikozla giden bozukluklar, iki uçlu ve ilişkili bozukluklar, depresyon bozuklukları, kaygı bozuklukları, takıntı zorlantı bozuklukları ve ilişkili bozukluklar, uyku bozuklukları, cinsel işlev bozukluktan, deliryum ve nörobilişsel bozukluklar).
Madde kullanım bozukluğu, on iki aylık bir süre içinde, klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da işlevsellikte düşmeye yol açan, sorunlu, esriklik yapan (etkisi altında bırakan, “kafa yapan”) bir madde kullanımı örüntüsü olarak tanımlanır.
Madde esrikliği, bir maddenin yakın bir geçmişte alınmasına (bir mad­deyle yakın bir geçmişte karşılaşılmasına) bağlanabilecek, geriye dönüşlü, maddeye özgü bir klinik durumun gelişmesi durumu olarak tanımlanır. Maddenin alımı sırasında ya da kısa bir süre sonrasında gelişen, söz ko­nusu maddenin merkezi sinir dizgesi üzerindeki etkilerine bağlanabilecek, klinik açıdan önemli, sorunlu davranışsal ya da ruhsal değişiklikler (örn. devinsel eşgüdüm bozukluğu, ruhsal-devinsel kışkırma ya da yavaşlama, coşkunluk duyumu, bunaltı, tartışmacılık, duygudurum değişkenliği, biliş­sel bozukluk, yargılama bozukluğu, toplumdan uzaklaşma) ortaya çıkar.
Madde yoksunluğu, aşın ölçüde ve uzun süreli bir madde kullanımının bırakılmasından (ya da azaltılmasından) kısa bir süre sonra maddeye özgü bir klinik bir durumun gelişmesi olarak tanımlanır.
Dayanıklılık (tolerans), esrikliği ya da istenen etkiyi sağlamak için, belir­gin olarak artan ölçülerde madde kullanma gereksinimi ya da aynı ölçüde madde kullanımının sürdürülmesine karşın, belirgin olarak daha az etki sağlanması olarak tanımlanır.





Kişilerarası ilişkiler: Arkadaşlarından uzaklaşma; arkadaşlıklarını yitirme; kişilerarası çatışmalar doğması ve doyumsuzlukların yaşanması; birbirine güvenin ve saygının ortadan kalkması.
Eğlenme ve dinlenme uğraşları: Eğlence uğraşlanndan, boş za­man etkinliklerinden, dinlendirici uğraşlardan uzaklaşma.
Yasal: Tutuklanma; yargılanma; ceza alma; koşullu bırakılma; kısıt­lanma.
Parasal: Gelirini yitirme; aşırı borçlanma; parasal yükümlülüklerini yerine getirememe; geleceğini umursamama; yiyecek ve barınma gibi temel gereksinimleri karşılayacak parasal gücünün kalmaması; bütün pa­rasal kaynaklarını tüketme; parasını yönetememe.



Yönerge: Madde kullanma biçiminizi ve getirdiği sonuçlan göz önün­de bulundurarak, ne ölçüde bir sorun yaşadığınızı derecelendirin. Sonra, madde kullanmayı bırakmaya ne derecede istekli olduğunuzu ve bu konu­da kendinize ne denli güvendiğinizi derecelendirin.
6                             7
Hafif
Ağır
Çok ağır
Orta derecede

1                       2                          3                           4                          5
6
4                          5
Bırakmaya
istekliyim
7
Bırakmaya
çok istekliyim
1                       2                          3
Kesinlikle
bırakmak
istemiyorum
Bırakmayı istiyor
gibiyim
1                       2                          3                           4                          5                            6                             7
Kendime
güvenim
düşük
Bir ölçüde                                      Kendime                                    Kendime çok
kendime                                  güveniyorum                                  güveniyorum
güveniyo



Birçok insan alkol alır, ancak bu insanların büyük bir çoğunluğu bu yüzden bir sorun yaşamaz. Ancak bir kesiminde alkol almak büyük sorun­lar yaratır ve bu kişiler, bu yüzden, alkol almayı bırakmak isterler. Bunun için, alkolü bırakmak üzere uzmanlardan yardım alanlar da olur, alkol almayı kendi başına bırakmaya çalışanlar da olur.
Alkol almayla ilgili sorunlar genellikle bir gecede ortaya çıkmaz, bunlar aylar ya da yıllar içinde giderek artan sorunlardır. Genellikle kişinin kendi­sinden önce yakınlan birtakım kaygılar yaşar.
Kimi insanlann “alkolik” olarak damgalanıyor olması, insanlar sanki ikiye aynlıyormuş gibi bir izlenim bırakmaktadır. Kişi alkolikse, içkiyi tü­müyle bırakmak dışında bir seçeneği yokmuş gibi; değilse, içki içmeyi iste- diğince sürdürebilirmiş gibi algılanmaktadır. Oysa, çoğu zaman, böylesine keskin bir sınır çizilemeyeceği gibi, “alkolik” olunmasa bile, aşırı ölçülerde alkol almanın doğurduğu kötülükler artık iyi bilinmektedir.
Dolayısıyla burada sorulması gereken en önemli soru, aşın ölçülerde içilip içilmediğidir. Alkolün, düşük düzeylerde alındığında, çoğu insana bir kötülüğünün dokunmadığı, hatta belirli birtakım kalp hastalıklan için yarannm bile olduğunu öne sürenler vardır. Ancak bu sınırlann üzerinde alındığında, birtakım sağlık sorunlanna ve toplumsal sorunlara yol açtığı artık iyi bilinmektedir. Ancak bu gibi sorunlar henüz ortaya çıkmamış olsa bile, üzerinde özellikle durulması gereken kavram, aşın yemek yeme kav­ramına benzer biçimde, aşın içki içme kavramıdır.
Hangi ölçünün ya da sınınn üzeri aşırıdır? Belirlenen üst değerler, ka­dınlar için günde bir ölçü, erkekler içinse günde iki ölçü içkidir. Aynca, vücudu dinlendirmek için, haftada en az iki gün hiç içki içilmemesi gerekir. Alkolün yol açtığı sağlık sorunlan açısından, hiç içmemekle, günde bir-iki ölçü içmek arasında büyük bir aynm olmadığı gösterilmiştir. Kadmlann günde iki ölçü, erkeklerin ise günde üç ölçü içki içmeye başlamalarıyla birlikte, alkol içmeyle ilgili sağlık sorunlan baş göstermeye başlamaktadır. Bu aşamadan sonra, ne denli çok içilirse, alkolün sağlık sorunlanna yol açma olasılığı o denli yüksek olmaktadır.

Ancak bütün bunlar ortalama değerlerdir. Çevrenizde, çok içki içen, çok sigara kullanan, çok yemek yiyen ve yağlı yemeklerden uzak durma­yan, ancak sağlıklı ve uzun bir yaşam sürmüş olan birileri olmuş olabilir. Kuraldışı bu tür az görülen durumlar olabilir, ancak bu gibi durumlar genel ortalamayı etkilemez. Çok içki içen, çok sigara kullanan, çok yemek yiyen ve yağlı yemeklerden uzak durmayan kişilerin çok büyük bir çoğunluğunun sağlıklı ve uzun bir yaşam sürme olasılıklan düşük olacaktır. Sigara içmek ve aşırı yemek yemek gibi, aşırı içki içmek de yaşamı 10-15 yıl kısaltmakta ve yaşam niteliğini büyük ölçüde bozmaktadır.
Ancak içkinin kötülüklerini görebilmek için yıllarca beklemek gerek­mez, tek bir kez çok aşırı ölçülerde içki içilmesiyle birlikte olanlar ölür. Bunun bilinen bir örneği, araba kullanmadan önce içki içmektir. Araba kullanırken güvenli kan alkol düzeyi sıfırdır. Çok düşük düzeylerde alkol bile, dikkati, algılamayı, yargılamayı ve diğer zihinsel işlevleri bozabildiği için, güvenli araba kullanmayı güçleştirebilir. Buradaki güçlük, kişinin zi­hinsel işlevlerininin bozulduğunu kendisinin ayırt edemiyor olmasıdır. Do­layısıyla alkol aldıktan sonra araba kullanmak gibi kaçınılmaz bir durumla karşı karşıya kalınmışsa, aşırı ölçülerde sıvı alınarak, alkolün vücuttan atılmasına yardımcı olunmaya çalışılmalıdır.
Ne denli içildiğinin ya da sorun yaratabilecek hangi durumlarda içil­diğinin yanı sıra içki içmenin, o sırada, kişinin kendisi ve çevresindekiler üzerinde ne gibi sorunlara yol açtığının da bilinmesi gerekir. Bu duruma tıpta “alkol kötüye kullanımı” adı verilir. Burada önemli olan, içki içmenin yarattığı kötülüklerin ayrımına varmaktır.
Tıpta bir de “alkol bağımlılığı” kavramı vardır. Kimileri, içki içmeyince, terleme, titreme, kalp atışlannda hızlanma gibi birtakım yoksunluk belirtile­ri yaşıyor olmakla, bu kavramı eşdeğer tutarlar. Bu kavramı böyle anlamak belirli bir dereceye dek doğrudur; ancak alkol bağımlılığı, içki içmeyince yoksunluk yaşamaktan daha kapsamlı bir kavramdır. Alkol bağımlısı birta­kım kişiler, içki içmediklerinde yoksunluk belirtileri yaşamayabilirler.
Bağımlılık, daha genel anlamda, kişinin yaşamını giderek kapsayan bir süreçtir. İçki içmek için daha çok para harcanır, yine içki içmek için ya da içki içmenin etkilerinden kurtulabilmek için giderek daha çok zaman harcanır. Sonunda, kişinin yaşamında, sürdürdüğü etkinliklerinin ya da kurduğu insan ilişkilerinin yerini alkol almaya başlar. Kişi, alkol almadan nasıl uyuyacağını ya da alkol almadan güçlüklerle nasıl başa çıkabileceğini bile bilemez. Zaman zaman alkolü bırakma girişimleri olur, ancak oldukça hızlı bir biçimde alkole yeniden başlar. Kısacası, yaşamının başlıca odağı alkol olur.
Burada önemli olan, kişilerin değil, davranış ve tutumların adlandırıl­ması gerektiğidir. “Alkolik” ya da sorunlu içici demek yerine, sorunlu içme davranışından söz etmek daha doğru olur. Aralannda çok büyük bir ayrım yokmuş gibi gelebilir, ancak vardır. Çünkü insanları damgalamak aşağı­layıcı olabilir ve değişme sürecini güçleştirebilir. Ayrıca “alkolik” olarak adlandırılan bir kişi, içki içmeyle ilgili davranış sorununu ele almaya karşı bir direnç gösterebilir. İçki içmenin ne gibi sorunlara yol açtığı sorulacak olsa, bir dizi sorunu sıralayabilirler; ancak içki sorunu olan bir insan olup olmadıkları sorulacak olsa, “hayır” yanıtı verebilirler. Çünkü utanç ya da suçluluk duyguları içindeyken kişinin davranışlarını gözden geçirmesi ko­lay değildir. Dolayısıyla birtakım adlar koyup damgalamak yerine, kişinin yaşamında ne olup bittiğine bakmak, daha doğru bir yaklaşım olur.
Çözüm yollarından biri alkol almayı tümüyle bırakmaktır. Birçok kişi de, alkol almaktan tümüyle uzak durarak, aşın içme sorununun önüne geçmiştir. Kimi zaman en akılcı ve en kolay çözüm yolu budur. Bunu yapabilmiş olanlara, bu tutumlannı sürdürmeleri önerilir.
Ancak aşın ölçülerde içki içen herkes, içki içmeyi tümüyle bırakmak istemeyebilir. Tam bırakmanın amaçlandığı tedavi girişimlerinden sonra bile, her dört kişiden üçünün yeniden içki içmeye başladığı görülmektedir. Bu nedenle, aşırı ölçülerde içki içen birçok kişi, içki içmeyi tümüyle bı­rakmak yerine azaltmayı ve davranışlarını yönetmeyi istemektedir. Bu da başka bir çözüm yolu olarak görülebilir.
İnsanların çoğu, alkolün kimi yanlannı sever, kimi yanlarını sevmezler. Değişmenin ilk adımı, neyi sevip, neyi sevmediğini doğru belirlemekten geçer. Bunun için, öncelikle, alkolün ne gibi iyi yanlannın olduğu düşüncesi üzerinde ve içki içmenin neden sürdürüldüğünün yanı sıra neden azaltmak (ya da tümüyle bırakmak) istendiği üzerinde durulmalıdır. Bunları yalnızca düşünmekle kalmamalı, düşünülenler bir kâğıda da geçirilmelidir. Kâğıdın sol yansına, içki içilmeyecek olsa kaçınlacak olanlar, diğer bir deyişle içki içmenin nedenleri yazılır. Kâğıdın sağ yansına ise içki içilmese iyi olur diye düşündüren etkenler sıralanır. İçki içmenin iyi yanlan ile ilgili olarak, sözgelimi rahatlattığı, utanç duygusunu önlediği, arkadaşlarla geçirilen zamana bir anlam kattığı, tadından hoşlanıldığı gibi özellikleri sıralanabilir­ken; içki içmeyi azaltmanın ya da içki içmeyi bırakmanın nedenleri olarak, sözgelimi ertesi sabah kendini daha iyi hissetmek, anımsama güçlüklerinin önüne geçmek, sağlığını korumak, işini yitirme korkusu, aile ilişkilerinin bozulması gibi etkenler sıralanabilir.
Böyle bir sıralamayı yapmasının ardından kişi, kendisine, içkiyi azalt­mayı (ya da tümüyle bırakmayı) ne denli istediğini, diğer bir deyişle içkiyi azaltmasının (ya da tümüyle bırakmasının) kendisi için ne denli önemli olduğunu, bunu yapmak için kendisine ne denli güvendiğini sormalıdır. Kişi, kendisi istemedikçe hiçbir öğüt onun işine yaramaz.
İçkiyi azaltmanın değişik birtakım yollan vardır. Atılması gereken adımlardan biri, içki içmenin yanı sıra yaptıklarını değiştirmektir. Diğer bir deyişle, içme biçimini değiştirmektir. Alkol almayla ilgili çoğu sorun, aşın ölçülerde içki içmekle ilgili olduğu için, yapılabileceklerden biri, içme hızını değiştirmektir. Bunu yapabilmek, göründüğünden daha güçtür, çün­kü içki içme biçimi, kendi başına bir alışkanlık olur. İnsanlar çok büyük bir olasılıkla içme hızlannın ayrımında değildirler, ancak bunun aynmında olmalan gerekir.
Benlik denetimi sağlayabilmenin diğer bir yolu, ne gibi etkenlerin içki içmeyi tetiklediğini anlamaktan geçer. Bu da, içki içilen durumlan ve içki içmeden önce ne olup bittiğini araştmp bulmayı gerektirir. Kimi insanlar, belirli başka birtakım insanlarla birlikte olduklannda ya da haftanın belirli günlerinde ya da saatlerinde daha çok içerler. Kimileri, belirli birtakım duygulan yaşadıklannda daha çok içerler. Sözgelimi, gerildiklerinde, çök­künlük duyduklannda, kızdıklannda ya da bir kutlama yaptıklarında daha çok içki içtikleri görülür.
Birçok insan da, alkolün üzerinde yarattığı etkiler yüzünden çok içer. Kimi etkiler açık birtakım etkilerdir (sarhoş olmak gibi), kimi etkiler ise güçlükle ayırt edilebilen başka birtakım etkilerdir. Alkol almakla ne gibi bir beklentiye girildiği doğru anlaşılırsa, bu beklentinin başka nasıl karşıla­nabileceği üzerinde durulabilir ve başka birtakım seçenekler geliştirilebilir. Sözgelimi, gevşemek için, uykuya dalmak için ya da kendini daha iyi his­setmek için alkol alınıyor olabilir. Ancak bu tür beklentiler başka birtakım yollarla da karşılanabilir.
Tam olarak bırakmak yerine, ölçülü içme başansı gösterebilecek olan kişiler,
           içki içmekten ötürü birtakım sorunlar yaşamış olmalanna karşın yaşamlannda büyük bir kınlma henüz olmamış olan,
           bir alkol sorunu olduğunu bilmelerine karşın kendilerini alkolik olarak görmeyen, ancak alkolik olmaktan korkan,
           ailelerinde ağır alkol sorunlan ya da bağımlılığı olmayan, v
           alkolle ilişkili sorunlan on yıldan daha kısa süreli olan,
           fizik bağımlılık geliştirmemiş olan (bir-iki hafta süreyle alkol ya da yatıştıncı bir ilaç almadan durunca bedensel yoksunluk belirtileri yaşamayan)
kişilerdir.
Ancak, aşağıdaki durumlarda, ölçülü bile olsa, içki içilmesi önerilmez:
           Kişi, gebeyse ya da gebe kalmaya çalışıyorsa,
           içki içince daha da kötüleşebilecek olan, karaciğer hastalığı ya da mide ülseri gibi tıbbi bir durumu varsa,
           ölçülü içmesine karşın denetimini yitiriyorsa (saldırganlaşıyor ya da şiddete başvuruyorsa),
           birlikte alkol almanın tehlike yaratabileceği birtakım ilaçlar alıyor­sa ve
           bir yıldan daha uzun bir süreden beri hiç içmeden durabilmişse artık hiç alkol almaması önerilir.
Aşağıdaki ölçeklerden yararlanılarak, ölçülü içerek başan sağlanabile­cek olmakla, tam olarak bırakma gerekliliği arasında bir aynm yapılabilir:
Birinci ölçek, Michigan Alkolizm Tarama Ölçeridir (MATÖ). Alkol al­makla ilgili sorunları taramak için tasarlanmış olan bir ölçektir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder