Madde
ile ilişkili bozukluklar iki kümeye ayrılır: Madde kullanım bozukluktan ve
maddenin yol açtığı bozukluklar. Şu durumlar maddenin yol açtığı durumlar
olarak sıralanabilir: Esriklik (sarhoşluk, madde etkisi altında olma, “kafa
yapma”), yoksunluk ve maddenin/ilacın yol açtığı ruhsal bozukluklar (psikozla
giden bozukluklar, iki uçlu ve ilişkili bozukluklar, depresyon bozuklukları,
kaygı bozuklukları, takıntı zorlantı bozuklukları ve ilişkili bozukluklar, uyku
bozuklukları, cinsel işlev bozukluktan, deliryum ve nörobilişsel bozukluklar).
Madde kullanım bozukluğu, on iki aylık bir süre
içinde, klinik açıdan belirgin bir sıkıntıya ya da işlevsellikte düşmeye yol
açan, sorunlu, esriklik yapan (etkisi altında bırakan, “kafa yapan”) bir madde
kullanımı örüntüsü olarak tanımlanır.
Madde
esrikliği, bir maddenin yakın bir geçmişte alınmasına (bir maddeyle yakın bir
geçmişte karşılaşılmasına) bağlanabilecek, geriye dönüşlü, maddeye özgü bir
klinik durumun gelişmesi durumu olarak tanımlanır. Maddenin alımı sırasında ya
da kısa bir süre sonrasında gelişen, söz konusu maddenin merkezi sinir dizgesi
üzerindeki etkilerine bağlanabilecek, klinik açıdan önemli, sorunlu davranışsal
ya da ruhsal değişiklikler (örn. devinsel eşgüdüm bozukluğu, ruhsal-devinsel
kışkırma ya da yavaşlama, coşkunluk duyumu, bunaltı, tartışmacılık, duygudurum
değişkenliği, bilişsel bozukluk, yargılama bozukluğu, toplumdan uzaklaşma)
ortaya çıkar.
Madde yoksunluğu, aşın ölçüde ve uzun süreli bir madde
kullanımının bırakılmasından (ya da azaltılmasından) kısa bir süre sonra
maddeye özgü bir klinik bir durumun gelişmesi olarak tanımlanır.
Dayanıklılık (tolerans), esrikliği ya da istenen
etkiyi sağlamak için, belirgin olarak artan ölçülerde madde kullanma
gereksinimi ya da aynı ölçüde madde kullanımının sürdürülmesine karşın,
belirgin olarak daha az etki sağlanması olarak tanımlanır.
Kişilerarası
ilişkiler: Arkadaşlarından uzaklaşma; arkadaşlıklarını yitirme;
kişilerarası çatışmalar doğması ve doyumsuzlukların yaşanması; birbirine
güvenin ve saygının ortadan kalkması.
Eğlenme ve dinlenme
uğraşları: Eğlence uğraşlanndan, boş zaman etkinliklerinden,
dinlendirici uğraşlardan uzaklaşma.
Yasal: Tutuklanma;
yargılanma; ceza alma; koşullu bırakılma; kısıtlanma.
Parasal: Gelirini yitirme; aşırı
borçlanma; parasal yükümlülüklerini yerine getirememe; geleceğini umursamama;
yiyecek ve barınma gibi temel gereksinimleri karşılayacak parasal gücünün
kalmaması; bütün parasal kaynaklarını tüketme; parasını yönetememe.
Yönerge: Madde
kullanma biçiminizi ve getirdiği sonuçlan göz önünde bulundurarak, ne ölçüde
bir sorun yaşadığınızı derecelendirin. Sonra, madde kullanmayı bırakmaya ne
derecede istekli olduğunuzu ve bu konuda kendinize ne denli güvendiğinizi
derecelendirin.
6 7
|
Hafif
|
Ağır
|
Çok ağır
|
Orta derecede
|
1 2 3 4 5
6
|
4 5
|
Bırakmaya
istekliyim
|
7
|
Bırakmaya
çok istekliyim |
1 2 3
|
Kesinlikle
bırakmak
istemiyorum
|
Bırakmayı istiyor
gibiyim |
1 2 3 4 5 6 7
Kendime
güvenim
düşük
|
kendime güveniyorum güveniyorum
güveniyo
Birçok insan alkol
alır, ancak bu insanların büyük bir çoğunluğu bu yüzden bir sorun yaşamaz.
Ancak bir kesiminde alkol almak büyük sorunlar yaratır ve bu kişiler, bu
yüzden, alkol almayı bırakmak isterler. Bunun için, alkolü bırakmak üzere
uzmanlardan yardım alanlar da olur, alkol almayı kendi başına bırakmaya
çalışanlar da olur.
Alkol almayla
ilgili sorunlar genellikle bir gecede ortaya çıkmaz, bunlar aylar ya da yıllar
içinde giderek artan sorunlardır. Genellikle kişinin kendisinden önce yakınlan
birtakım kaygılar yaşar.
Kimi insanlann “alkolik” olarak damgalanıyor
olması, insanlar sanki ikiye aynlıyormuş gibi bir izlenim bırakmaktadır. Kişi
alkolikse, içkiyi tümüyle bırakmak dışında bir seçeneği yokmuş gibi; değilse,
içki içmeyi iste- diğince sürdürebilirmiş gibi algılanmaktadır. Oysa, çoğu
zaman, böylesine keskin bir sınır çizilemeyeceği gibi, “alkolik” olunmasa bile,
aşırı ölçülerde alkol almanın doğurduğu kötülükler artık iyi bilinmektedir.
Dolayısıyla burada sorulması gereken en önemli
soru, aşın ölçülerde içilip içilmediğidir. Alkolün, düşük düzeylerde
alındığında, çoğu insana bir kötülüğünün dokunmadığı, hatta belirli birtakım
kalp hastalıklan için yarannm bile olduğunu öne sürenler vardır. Ancak bu
sınırlann üzerinde alındığında, birtakım sağlık sorunlanna ve toplumsal
sorunlara yol açtığı artık iyi bilinmektedir. Ancak bu gibi sorunlar henüz
ortaya çıkmamış olsa bile, üzerinde özellikle durulması gereken kavram, aşın
yemek yeme kavramına benzer biçimde, aşın içki içme kavramıdır.
Hangi
ölçünün ya da sınınn üzeri aşırıdır? Belirlenen üst değerler, kadınlar için
günde bir ölçü, erkekler içinse günde iki ölçü içkidir. Aynca, vücudu
dinlendirmek için, haftada en az iki gün hiç içki içilmemesi gerekir. Alkolün
yol açtığı sağlık sorunlan açısından, hiç içmemekle, günde bir-iki ölçü içmek
arasında büyük bir aynm olmadığı gösterilmiştir. Kadmlann günde iki ölçü,
erkeklerin ise günde üç ölçü içki içmeye başlamalarıyla birlikte, alkol içmeyle
ilgili sağlık sorunlan baş göstermeye başlamaktadır. Bu aşamadan sonra, ne
denli çok içilirse, alkolün sağlık sorunlanna yol açma olasılığı o denli yüksek
olmaktadır.
Ancak bütün bunlar ortalama değerlerdir.
Çevrenizde, çok içki içen, çok sigara kullanan, çok yemek yiyen ve yağlı
yemeklerden uzak durmayan, ancak sağlıklı ve uzun bir yaşam sürmüş olan
birileri olmuş olabilir. Kuraldışı bu tür az görülen durumlar olabilir, ancak
bu gibi durumlar genel ortalamayı etkilemez. Çok içki içen, çok sigara
kullanan, çok yemek yiyen ve yağlı yemeklerden uzak durmayan kişilerin çok
büyük bir çoğunluğunun sağlıklı ve uzun bir yaşam sürme olasılıklan düşük
olacaktır. Sigara içmek ve aşırı yemek yemek gibi, aşırı içki içmek de yaşamı
10-15 yıl kısaltmakta ve yaşam niteliğini büyük ölçüde bozmaktadır.
Ancak içkinin kötülüklerini görebilmek için
yıllarca beklemek gerekmez, tek bir kez çok aşırı ölçülerde içki içilmesiyle
birlikte olanlar ölür. Bunun bilinen bir örneği, araba kullanmadan önce içki
içmektir. Araba kullanırken güvenli kan alkol düzeyi sıfırdır. Çok düşük
düzeylerde alkol bile, dikkati, algılamayı, yargılamayı ve diğer zihinsel işlevleri
bozabildiği için, güvenli araba kullanmayı güçleştirebilir. Buradaki güçlük,
kişinin zihinsel işlevlerininin bozulduğunu kendisinin ayırt edemiyor
olmasıdır. Dolayısıyla alkol aldıktan sonra araba kullanmak gibi kaçınılmaz
bir durumla karşı karşıya kalınmışsa, aşırı ölçülerde sıvı alınarak, alkolün
vücuttan atılmasına yardımcı olunmaya çalışılmalıdır.
Ne denli içildiğinin ya da sorun yaratabilecek
hangi durumlarda içildiğinin yanı sıra içki içmenin, o sırada, kişinin kendisi
ve çevresindekiler üzerinde ne gibi sorunlara yol açtığının da bilinmesi
gerekir. Bu duruma tıpta “alkol kötüye kullanımı” adı verilir. Burada önemli
olan, içki içmenin yarattığı kötülüklerin ayrımına varmaktır.
Tıpta bir de “alkol bağımlılığı” kavramı
vardır. Kimileri, içki içmeyince, terleme, titreme, kalp atışlannda hızlanma
gibi birtakım yoksunluk belirtileri yaşıyor olmakla, bu kavramı eşdeğer
tutarlar. Bu kavramı böyle anlamak belirli bir dereceye dek doğrudur; ancak
alkol bağımlılığı, içki içmeyince yoksunluk yaşamaktan daha kapsamlı bir
kavramdır. Alkol bağımlısı birtakım kişiler, içki içmediklerinde yoksunluk
belirtileri yaşamayabilirler.
Bağımlılık, daha
genel anlamda, kişinin yaşamını giderek kapsayan bir süreçtir. İçki içmek için
daha çok para harcanır, yine içki içmek için ya da içki içmenin etkilerinden
kurtulabilmek için giderek daha çok zaman harcanır. Sonunda, kişinin yaşamında,
sürdürdüğü etkinliklerinin ya da kurduğu insan ilişkilerinin yerini alkol
almaya başlar. Kişi, alkol almadan nasıl uyuyacağını ya da alkol almadan
güçlüklerle nasıl başa çıkabileceğini bile bilemez. Zaman zaman alkolü bırakma
girişimleri olur, ancak oldukça hızlı bir biçimde alkole yeniden başlar.
Kısacası, yaşamının başlıca odağı alkol olur.
Burada önemli olan, kişilerin değil, davranış
ve tutumların adlandırılması gerektiğidir. “Alkolik” ya da sorunlu içici demek
yerine, sorunlu içme davranışından söz etmek daha doğru olur. Aralannda çok
büyük bir ayrım yokmuş gibi gelebilir, ancak vardır. Çünkü insanları damgalamak
aşağılayıcı olabilir ve değişme sürecini güçleştirebilir. Ayrıca “alkolik”
olarak adlandırılan bir kişi, içki içmeyle ilgili davranış sorununu ele almaya
karşı bir direnç gösterebilir. İçki içmenin ne gibi sorunlara yol açtığı
sorulacak olsa, bir dizi sorunu sıralayabilirler; ancak içki sorunu olan bir
insan olup olmadıkları sorulacak olsa, “hayır” yanıtı verebilirler. Çünkü utanç
ya da suçluluk duyguları içindeyken kişinin davranışlarını gözden geçirmesi kolay
değildir. Dolayısıyla birtakım adlar koyup damgalamak yerine, kişinin yaşamında
ne olup bittiğine bakmak, daha doğru bir yaklaşım olur.
Çözüm yollarından
biri alkol almayı tümüyle bırakmaktır. Birçok kişi de, alkol almaktan tümüyle
uzak durarak, aşın içme sorununun önüne geçmiştir. Kimi zaman en akılcı ve en
kolay çözüm yolu budur. Bunu yapabilmiş olanlara, bu tutumlannı sürdürmeleri
önerilir.
Ancak aşın
ölçülerde içki içen herkes, içki içmeyi tümüyle bırakmak istemeyebilir. Tam
bırakmanın amaçlandığı tedavi girişimlerinden sonra bile, her dört kişiden
üçünün yeniden içki içmeye başladığı görülmektedir. Bu nedenle, aşırı ölçülerde
içki içen birçok kişi, içki içmeyi tümüyle bırakmak yerine azaltmayı ve
davranışlarını yönetmeyi istemektedir. Bu da başka bir çözüm yolu olarak
görülebilir.
İnsanların çoğu, alkolün kimi yanlannı sever,
kimi yanlarını sevmezler. Değişmenin ilk adımı, neyi sevip, neyi sevmediğini
doğru belirlemekten geçer. Bunun için, öncelikle, alkolün ne gibi iyi yanlannın
olduğu düşüncesi üzerinde ve içki içmenin neden sürdürüldüğünün yanı sıra neden
azaltmak (ya da tümüyle bırakmak) istendiği üzerinde durulmalıdır. Bunları
yalnızca düşünmekle kalmamalı, düşünülenler bir kâğıda da geçirilmelidir.
Kâğıdın sol yansına, içki içilmeyecek olsa kaçınlacak olanlar, diğer bir
deyişle içki içmenin nedenleri yazılır. Kâğıdın sağ yansına ise içki içilmese
iyi olur diye düşündüren etkenler sıralanır. İçki içmenin iyi yanlan ile ilgili
olarak, sözgelimi rahatlattığı, utanç duygusunu önlediği, arkadaşlarla
geçirilen zamana bir anlam kattığı, tadından hoşlanıldığı gibi özellikleri
sıralanabilirken; içki içmeyi azaltmanın ya da içki içmeyi bırakmanın
nedenleri olarak, sözgelimi ertesi sabah kendini daha iyi hissetmek, anımsama
güçlüklerinin önüne geçmek, sağlığını korumak, işini yitirme korkusu, aile
ilişkilerinin bozulması gibi etkenler sıralanabilir.
Böyle bir sıralamayı yapmasının ardından kişi,
kendisine, içkiyi azaltmayı (ya da tümüyle bırakmayı) ne denli istediğini,
diğer bir deyişle içkiyi azaltmasının (ya da tümüyle bırakmasının) kendisi için
ne denli önemli olduğunu, bunu yapmak için kendisine ne denli güvendiğini
sormalıdır. Kişi, kendisi istemedikçe hiçbir öğüt onun işine yaramaz.
İçkiyi azaltmanın değişik birtakım yollan
vardır. Atılması gereken adımlardan biri, içki içmenin yanı sıra yaptıklarını değiştirmektir.
Diğer bir deyişle, içme biçimini değiştirmektir. Alkol almayla ilgili çoğu
sorun, aşın ölçülerde içki içmekle ilgili olduğu için, yapılabileceklerden
biri, içme hızını değiştirmektir. Bunu yapabilmek, göründüğünden daha güçtür,
çünkü içki içme biçimi, kendi başına bir alışkanlık olur. İnsanlar çok büyük
bir olasılıkla içme hızlannın ayrımında değildirler, ancak bunun aynmında
olmalan gerekir.
Benlik denetimi sağlayabilmenin diğer bir yolu,
ne gibi etkenlerin içki içmeyi tetiklediğini anlamaktan geçer. Bu da, içki
içilen durumlan ve içki içmeden önce ne olup bittiğini araştmp bulmayı
gerektirir. Kimi insanlar, belirli başka birtakım insanlarla birlikte
olduklannda ya da haftanın belirli günlerinde ya da saatlerinde daha çok
içerler. Kimileri, belirli birtakım duygulan yaşadıklannda daha çok içerler.
Sözgelimi, gerildiklerinde, çökkünlük duyduklannda, kızdıklannda ya da bir
kutlama yaptıklarında daha çok içki içtikleri görülür.
Birçok insan da,
alkolün üzerinde yarattığı etkiler yüzünden çok içer. Kimi etkiler açık
birtakım etkilerdir (sarhoş olmak gibi), kimi etkiler ise güçlükle ayırt
edilebilen başka birtakım etkilerdir. Alkol almakla ne gibi bir beklentiye
girildiği doğru anlaşılırsa, bu beklentinin başka nasıl karşılanabileceği
üzerinde durulabilir ve başka birtakım seçenekler geliştirilebilir. Sözgelimi,
gevşemek için, uykuya dalmak için ya da kendini daha iyi hissetmek için alkol
alınıyor olabilir. Ancak bu tür beklentiler başka birtakım yollarla da
karşılanabilir.
Tam olarak bırakmak yerine, ölçülü içme başansı gösterebilecek
olan kişiler,
•
içki içmekten ötürü birtakım sorunlar yaşamış
olmalanna karşın yaşamlannda büyük bir kınlma henüz olmamış olan,
•
bir alkol sorunu olduğunu bilmelerine karşın
kendilerini alkolik olarak görmeyen, ancak alkolik olmaktan korkan,
•
ailelerinde ağır alkol sorunlan ya da
bağımlılığı olmayan, v
•
alkolle ilişkili sorunlan on yıldan daha kısa
süreli olan,
•
fizik bağımlılık geliştirmemiş olan (bir-iki
hafta süreyle alkol ya da yatıştıncı bir ilaç almadan durunca bedensel
yoksunluk belirtileri yaşamayan)
kişilerdir.
Ancak, aşağıdaki durumlarda, ölçülü bile olsa,
içki içilmesi önerilmez:
•
Kişi, gebeyse ya da gebe kalmaya çalışıyorsa,
•
içki içince daha da kötüleşebilecek olan,
karaciğer hastalığı ya da mide ülseri gibi tıbbi bir durumu varsa,
•
ölçülü içmesine karşın denetimini yitiriyorsa
(saldırganlaşıyor ya da şiddete başvuruyorsa),
•
birlikte alkol almanın tehlike yaratabileceği
birtakım ilaçlar alıyorsa ve
•
bir yıldan daha uzun bir süreden beri hiç
içmeden durabilmişse artık hiç alkol almaması önerilir.
Aşağıdaki ölçeklerden yararlanılarak, ölçülü içerek başan
sağlanabilecek olmakla, tam olarak bırakma gerekliliği arasında bir aynm
yapılabilir:
Birinci ölçek, Michigan Alkolizm Tarama
Ölçeridir (MATÖ). Alkol almakla ilgili sorunları taramak için tasarlanmış olan
bir ölçektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder